Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi olan 12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 37 yıl geçti.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren öncülüğünde, emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirilen ve izleri yıllardır silinmeyen darbede 650 bin kişi gözaltına alındı, 7 binden fazla kişi hakkında idam cezası istendi. Siyasi partileri lağveden darbenin ardından önemli kanunların tamamına yakını değiştirilirken darbe sürecinde açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. Darbeciler, 14 bin kişiyi vatandaşlıktan çıkardı.
Yönetime el koyan cuntacı askerler, acısı yıllarca sürecek idamların kararını da verdi. Darbeden sonra ilk idamlar, 8 Ekim 1980'de gerçekleşti. İlk olarak sol görüşlü Necdet Adalı, ardından ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi. Darbeci Kenan Evren'in, yaşını büyüterek 17 yaşında astırdığı Erdal Eren için söylediği "Asmayalım da besleyelim mi?" sözü ise yıllarca unutulmadı. PEK ÇOK HAYATI KARARTTI Avukatlık mesleğini sürdüren Ersoy, "Babam adaletli bir insandı. 12 Eylül'de adaletsizliği görüp adaletin önemini daha iyi kavradım. Çok zorluklara, çok sıkıntılara katlandık. 11 yıl cezaevinde kaldım. Ama yılmayıp yarıda kalan hayalimi gerçekleştirdim" dedi.
Askeri darbe binlerce insanın yaşamında travmalar yaratırken, bugün avukatlık yapan Vejdet Ersoy'un hikayesi de darbe günlerinin acımasızlığını ortaya koyan bir örnek oldu. 12 Eylül darbesinde 22 yaşında iken MHP davasından cezaevine giren Ersoy, 11 yıl cezaevinde yattıktan sonra onur meselesi yaparak 1994'te fakülteyi bitirdi ve stajını tamamladı. Aynı yıl avukatlık ruhsatını alarak yarım bıraktığı hayalini tamamlamayı başardı.