Definecilerin şimdiki gözde adresi İstanbul Kemerburgaz. Nedeni ise "150 kilo altın var" söylentisi. Gazete Habertürk'ten Hasan Örnekoğlu'nun haberine göre; bölgede zaman zaman şehir efsanesine dönüşen bu söylenti ilk 3 ay önce başlayan Kemerburgaz metro istasyonu inşaat alanından çıktı.
Kaynağı belirlenemeyen dedikoduya göre, kepçe kazısı sırasında 150 kilo altın bulundu. Şantiye çalışanlarının altınları paylaşamayarak jandarma ekiplerine yakalandığı söylentisi kulaktan kulağa Mithatpaşa Mahallesi'nde yayıldı.
Bir aydır berberinden kasabına, şoföründen ev hanımına kadar herkesin diline dolandı, 150 kilo altın... Fısıltı gazetesinin hızla yaydığı söylenti definecilerin kulağına da gitti ve hiç kaçırmadan altınlar için Kemerburgaz'daki su kemerlerinin altını oydular. Efsaneye dönüşen söylenti hâlâ Kemerburgaz sakinlerinin ilk gündem maddesi.
'1 SİKKE DAHİ BULUNMADI'
Mithatpaşa Mahallesi Muhtarı Gürkan Yılmaz, söylentilere ve bölgeyi köstepek yuvasına çeviren definecilere tepkili. Doğma büyüme Kemerburgazlı olduğunu söyleyen Yılmaz, definecilerin sürekli izinsiz kazı yaptığını, kimsenin 1 sikke dahi bulduğuna şahit olmadığını söyledi ve şunları dedi:
"Metro kazı alanının 500 m yukarısında tarihi kilise var. Biri burada altın bulunduğu dedikodusunu yaymış. Kim bu söylentiyi çıkardıysa daha sonra kendisi de inanmış. Burada Fatih Sultan Mehmed döneminden kalma su kemerleri var. Burayı sürekli kazıyorlar. Açıkçası rüyasında 'Ak sakallı dedeyi gördüm' diyen, falanca hoca söyledi diyen buraya geliyor."
Definecilerin profesyonel malzemeleri 10 bin liraya kiralayarak geldiğini anlatan Yılmaz, kaçak kazı yapanlarla ilgili "1 gecede 5-6 m kazıp bırakıyorlar. Sonra biz bu çukurları belediyeye söyleyip kapattırıyoruz" dedi.
Definecilerin profesyonel malzemeleri 10 bin liraya kiralayarak geldiğini anlatan Yılmaz, kaçak kazı yapanlarla ilgili "1 gecede 5-6 m kazıp bırakıyorlar. Sonra biz bu çukurları belediyeye söyleyip kapattırıyoruz" dedi.
"Kazılarını genellikle surlara yakın noktalarda ya da surların içinde yapıyorlar. Bu bölgeye her geldiğimde içim acıyor. Hiçbir koruma yok. Tarihi su kemerlerinin duvarlarında yazılar var. Bazı parçalar kopmuş. Kırdıkları yerlerden içeri girmişler. Acilen bir önlem alınması gerek."