BÜYÜMEDE HEDEFLERİ YAKALAMAMIZ ZOR DEĞİL
Geçtiğimiz günlerde sanayi büyüme rakamları açıklandı. Bu rakamları tatmin edici buldunuz mu?
Sanayi üretiminde önemli bir iyileşme var. Gelen veriler ülke büyümesinin ikinci çeyrekte de hızlanarak devam ettiğini gösteriyor. Daha iyi olması için çalışıyoruz. Biliyorsunuz sanayi büyümenin lokomotifi. Türkiye'nin en az %7 sanayi büyümesi yakalaması gerekir. Bu zor değil. Ekonomideki büyümenin ise bu yıl %5'in üzerinde olacağını bekliyoruz.
Türkiye otomotiv sektöründe son yıllarda önemli bir sıçrama gerçekleştirildi. Bunun başarının sebebi nedir?
Dünyanın en prestif otomobil markalarına üretim yapıyoruz. Bizim aslında sanayicilerimiz çok girişimci. Özellikle otomotiv sektöründeki üreticilerimiz çok esnek davranabiliyorlar. Yabancı rakiplerine oranla kaliteli üretim yapıyorlar. Otomotiv sektöründe hala büyük bir potansiyel var. Şimdi amacımız yerli bir marka ile otomotiv sektöründeki sıçramayı taçlandırmak.
YERLİ OTOMOBİL İÇİN BABAYİĞİT BULUNDU
Yerli otomobilde son günlerde önemli haberler gelmeye başladı. Yerli otomobil konusunda neredeyiz?
Sayın Cumhurbaşkanı'nımızın TOBB Genel Kurulu'ndan bir diyaloğu oldu. TOBB Başkanı'nın bu konuda bir vaadi var. Şu anda müşterek bir çalışma yürütüyoruz. Evet bir babayiğit var. İkinci tur görüşme yapacağız. Bakanlığımız ile bir sözleşmeyi imzalamayı hedefliyoruz. Bu işi yaparım diyen babayiğitler olduğunu artık biliyoruz. Bu yıl içerisinde sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Yerli otomobil konusu bizim için de çok önemli. Cumhurbaşkanı'mız bu konuyu yakından takip ediyor. Bu görüşmeler tamamlanınca kamuoyuna yerli otomobil yapacak firma veya firmalar açıklanacak. Bu konuda hedefimiz bu yıl içerisinde bu isimlerle sözleşmeyi imzalamak.
Türkiye otomotiv sanayiinde gösterdiği başarıyı sanayinin diğer alanlarında neden gösteremiyor?
Belli alanlarda Türkiye'nin önemli potansiyeli var. Otomotiv, tekstil ve makine üretimde iyiyiz. Petro kimya sanayi ürünlerine daha da ağırlık vereceğiz. Ancak her alanda olmak kolay değil. Çok dağıtabilir ve geniş alana yayılırsak hemen başarı gelmeyebilir. Otomotiv sektöründe yeni rakiplerimiz var. Fas gibi Kuzey Afrika ülkeleri ve Doğu Avrupa ülkeleri bunlardan bazıları. O yüzden bu konuda yavaş hareket etme şansımız yok. Bilgi teknolojileri ve yazılım sektörü çok önemli. Yazılımcılarımız sanayici kapsamına alındı. 3 temel prensip ve hedef üzerinde yoğunlaşmış bulunuyoruz. Birincisi 'İleri Sanayi Ülkesi Türkiye', ikincisi 'Bilim Merkezi Türkiye', üçüncüsü ise 'Teknoloji üssü Türkiye' hedefidir. Bunlar asla hayal değildir.
KOSGEB, TÜBİTAK VE BAKANLIĞIMIZDA FETÖ İLE MÜCADELEYE DEVAM
KOSGEB destekleri KOBİ'ler için çok önemli. Desteğe devam edecek misiniz?
KOSGEB ile ilgili geçen yıl toplantı yapmıştık. Ekonomideki durgunluğa izin vermemek için bu konuda bir dizi önlem planımız vardı. Bunlardan biri de KOSGEB destekleriydi. Daha çok mikro yani küçük ölçekli KOBİ'lerin sıkıntılarını gidermek için faizsiz destek verdik. Bu destekten 272 bin kişi faydalandı. Süreç devam ediyor. Bu desteklerin alanların işyerini büyüttüklerini ve geliştirdiklerini gördüm. Mikro KOBİ'lere can suyu oldu.
KOSGEB'te FETÖ ile mücadele tamamlandı mı?
Başta KOSGEB olmak üzere FETÖ ile bakanlığımızda ciddi bir temizlik çalışması yürütüyoruz. KOSGEB'de bu mücadelede başarılı olduk. Bakanlık merkez teşkilatından, KOSGEB'ten, TSE'den, Patent nstitüsü'ndün ve TÜBİTAK'tan son dönemde birçok kişi işten çıkarıldı. Bu çıkarılan kişiler sonucunda kurumlarımız daha da güçleniyor.
Üretim Reform Paketi'nde ne durumdayız?
Üretim reform paketinin uygulanması için ikincil mevzuatlarda son aşamaya geldik. Burada getirdiğimiz yeniliklerin uygulamaya alınmasıyla sanayi üretiminde uzun vadeli bir artış göreceğiz.
TÜBİTAK'TA BÜYÜK DEĞİŞİM
TÜBİTAK'taki dönüşüm tamamlandı mı?
TUBİTAK'ın yapılandırılması çalışmasını 2016'da tamamladık. Bu yıl içerisinde Bakanlar Kurulu'ndan geçti. Karar mekanizmalarını hızlandırmayı planlıyoruz. Devletin muhtelif bakanlıklarına dağıtılmış olan AR-GE'leri tek bir hesapta topluyoruz. 10 milyar üzerinde bir kaynak. Yönetilemez haldeki yapıyı yeniden ele aldık. Bunu yapmazsak Türkiye'nin teknoloji üretmesi çok zor. Enstitüleri konsolide ediyoruz. İnsan kaynaklarımızı ve bütçe kaynaklarımızı birleştiriyoruz. Dağınık ve zayıf yapılarla teknolojide sıçrama gerçekleştiremeyiz.
FETÖ'nün en çok yoğunlaştığı kurumların başında TÜBİTAK geliyor. Örgüt bu kuruma neden bu kadar yoğunlaştı?
15 Temmuz öncesinde siyasetin etkisizleştirildiği iki alan vardır. Biri TSK diğeri TÜBİTAK. Dizayn edilirken siyasetin etkisi minimize edilmiş bu iki kurumda. TÜBİTAK'ta 17 bilim kurulu üyesi var. Her türlü kararı alabiliyorlar. Enstitüler Bilim Kurulu üyeleri tarafından açılıyor. Bunlar millete hesap verme durumunda olmayan yapılar. Yeni düzenlemede bu yapıyı değiştiriyoruz.
TÜBİTAK'ın mevcut yapısı o kadar dağınık ve geniş ki. FETÖ bu dağınıklık içerisinde çok rahat örgütlenebildi. FETÖ büyük fonları yönetmek için TÜBİTAK'a yöneldi. Bu bütçeyi kendi adamlarına ve örgütüne fonlayabileceğini gördüğü için TÜBİTAK'ta örgütlendi. Bunlar bilim adamı görüntüsünde TÜBİTAK'a girdi. Hepsini deşifre ettik desek de bu yapının tamamen kazınması için TÜBİTAK yapısında önemli değişiklik yapmamız gerekiyordu. O yüzden mevcut sistemi tamamen değiştirdik. Yapılan operasyonlarla FETÖ'nün TÜBİTAK içinde önemli ölçüde temizlendiğini söyleyebilirim.
TEKNOLOJİ ÜRETEMEZSEK KALKINAMAYIZ
Her alanda Türkiye önemli sıçrama gerçekleştirdi. Ama bilim ve teknoloji alanında istediğimiz noktada mıyız?
Türkiye'nin teknoloji üretmesi üretmesi gerekir. Teknoloji üretemezsek kalkınamayız. Bunun için mevcut sistemi değiştiriyoruz. Paten kanununu çıkardık. AB standartlarında bir patent kanunumuz var. Üniversitelerimiz bilgi üretmezse teknoloji üretemeyiz. İyi mühendislerimiz, iyi matematikçilerimiz, iyi kimyacılarımız olmazsa teknoloji üretemeyiz. Bilimden teknolojiye, teknolojiden sanayiye… Bunu bir ağaç gibi düşünüyoruz. Teknoloji iyiyse ağacın meyvesi de iyi olur. Meyve sanayidir. Meyvesiz ağaç hiçbir işe yaramaz. Bilim ve teknolojiyi sanayiye entegre etmek istiyoruz. Teknoloji üretemezsek kar marjı yüksek ürünler geliştiremeyiz.
Türkiye'nin Antartika bilim üssü sessiz sedasız ilerliyor. Bu konuda biraz bilgi verir misiniz?
Antartika üzerinde karar verecek olan ülkeler grubu var. Bugüne kadar 53 ülke oraya üs kurmuş, 29 ülke karar verici pozisyonunda. Kararlara katılacak ülkeler arasında girmek için birkaç şartı yerine getirmemiz gerekiyor. Şu anda bu şartı yerine getirecek adımları atıyoruz. Antartika Bilim Üssü de bunlardan biri. Kışın -80 derece olduğu için çalışma şartları biraz zorlu. Yaz aylarında -20 dereceye düştüğünde daha iyi çalışma imkanı bulabiliyoruz. Bu hedef bize Cumhurbaşkanımızdan geldi. Antartika'da söz sahibi 29 üye ülkenin 30.su olmaya çalışıyoruz.