Merkez Bankası yazılı olarak açıkladığı Ekim ayı faiz kararında, marjinal fonlama oranını (faiz koridorunun üst bandı) yüzde 8,25'te sabit tuttu. Merkez Bankası borçlanma faiz oranını (faiz koridorunun alt bandı) yüzde 7,25 ve bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 7,5 düzeyinde sabit tuttu.
PPK kararı öncesinde 3,07 liranın üzerinde olan dolar/TL kuru, kararın ardından ilk tepki olarak 3,0520'ye kadar düştü. Ancak piyasalar ilk şoku atlattıktan sonra kur yenide 3,06 liranın üzerine çıktı.
PİYASA 25 BAZ PUANLIK İNDİRİM BEKLİYORDU
AA Finans'ın, 18 ekonomistin katılımıyla sonuçlandırdığı Beklenti Anketi'ne göre, ekonomistlerin çoğu marjinal fonlama oranında (faiz koridorunun üst bandı) indirim öngörüyordu. 16 ekonomistin tamamı marjinal fonlama oranındaki indirimin 25 baz puan olması tahmininde bulunurken, 2 ekonomist ise değişiklik beklemiyordu.
7 AY SONRA İNDİRİMLERE ARA VERİLDİ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), mart ayından bu yana gerçekleştirdiği 7 Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, marjinal fonlama oranını (faiz koridorunun üst bandını) 250 baz puan indirerek yüzde 10,75'ten 8,25'e çekmişti. Bugün alınan PPK kararıyla 7 ay sonra faiz indirimlerine ara verilmiş oldu.
Merkez Bankası Geç Likidite Penceresi faiz oranlarının ise Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0, borç verme faiz oranı yüzde 9,75 şeklinde olmasına karar verdi.
"GÖSTERGELER İKTİSADİ GÖSTERGELERİN İVME KAYBETTİĞİNİ İŞARET EDİYOR"
Merkez'in yaptığı değerlendirmede; son dönemde açıklanan veriler ve yılın üçüncü çeyreğine dair göstergeler iktisadi faaliyetin ivme kaybettiğine işaret ettiği belirtilerek: "Parasal koşullardaki sıkılığın azalması ve makro ihtiyati alandaki düzenlemeler genel finansal koşulları desteklemektedir. Dış ticaret hadlerindeki gelişmelerin gecikmeli yansımaları ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari açıktaki turizm kaynaklı artışı sınırlamaktadır" denildi.
Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürdüğü, alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla son çeyrekten itibaren iç talepte toparlanma eğiliminin başlaması beklendiği kaydedildi. Kurul, yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğini değerlendirdi.
Toplam talepteki yavaşlama çekirdek enflasyondaki kademeli düşüşü desteklediği vurgulandı. Bununla birlikte, döviz kuru ve diğer maliyet unsurlarındaki gelişmeler enflasyon görünümündeki iyileşmeyi sınırlamakta ve para politikasındaki temkinli duruşun korunmasını gerektirdiği vurgulandı
Bu değerlendirmeler çerçevesinde Kurulun, faiz oranlarının sabit tutulmasına karar verdi. Kurul, para politikasında sadeleşme sürecindeki bir sonraki adımın yönü ve zamanlamasının verilere göre şekilleneceğini belirtti.
Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacağı belirtilerek: "Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki temkinli duruş sürdürülecektir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul'un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır" denildi.