Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda Uluslararası Zeytindağı Barış Ödülleri Töreni ve "Kudüs'ün Son Yüzyılı" Belgeseli Galası'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanlığın geleceğini, Filistinve Kudüs meselesinde verdiği imtihanda elde edeceği netice belirleyecektir, bunda hiç şüphe yok. Şayet bu imtihandan alnımızın akıyla çıkabilirsek, insanlık olarak geleceğimize güvenle ve umutla bakabiliriz. Tam tersi olursa o zaman hakların, özgürlüklerin, ahlaki ve vicdanı tüm ölçülerin ortada olmadığı veya ortadan kalktığı, zulmün hakim olduğu karanlık bir gelecek bizi bekliyor olabilir. Filistin ve Kudüs'te yaşananlar zalimlerin zulümlerini meşrulaştırma çabasından başka bir şey değildir. İsrain'in Filistinlilere karşı uyguladığı şiddet zalimin zulmünü her geçen gün arttırdığını gösteriyor. Bu duruma uluslararası toplumun gösterdiği kayıtsızlık hiçbir halkın güvende olamayacağı bir geleceğin işaretidir" dedi.
"İSRAİL'DEN İKİ CİHANDA DA DAVACIYIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında "Biz insanlığın özellikle barış merkezi olması gereken Filistin'in ve Kudüs'ün adını zulümle yan yana yazan İsrail yönetiminden iki cihanda da davacı olacağız" ifadelerini kullandı. Dünya 5'ten büyüktür diyerek itirazlarımızı dile getiriyoruz diyen Erdoğan, "Uluslararası toplumun, özellikle de görevi barışı ve güveni temin etmek olan uluslararası kuruluşların riyakarlığı, artık gizlenemez, saklanamaz, daha önemlisi tahammül edilemez bir boyuta ulaşmıştır. İşte bu çarpıklığa karşı itirazımızı biz 'Dünya 5'ten büyüktür' diyerek dile getiriyoruz. Dünyadaki ülkelerin güvenliğini 5 ülkenin keyfine bırakan bir sistemin sürdürülebilirliği yoktur. BM'nin kesinlikle reforme edilmesi şarttır. İnsanlığın tamamına hizmet edecek bir uluslararası güvenlik mimarisi kurulana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"DÜNYA LİDERLERİ KORKUYOR"
Türkiye olarak çarpıklıkların düzeltilmesi için harekete geçtik. 5 ülkenin işine gelmediği gibi diğer dünya liderleri de korkuyorlar. Acaba akıbetimiz ne olur. Çünkü hepsinin bu 5 ülkeden çıkarları var. Hamdolsun bizim böyle bir bağlantımız yok. Biz sadece Hakk'a ve halkımıza bağlıyız. Kudüs Platformu, kadınlarımızın öncülüğünde kurulmuştur. Bir meseleye kadınlar sahip çıkmışsa başarı yolunun yarısı katedilmiş demektir. Filistin davası kadınlarımızın omuz vermesiyle yükselecek ve zafere ulaşacaktır. Dünyaya baktığımız zaman kadınlar ve çocuklar... Çoğunlukla kendi kararları olmayan savaşların bedelini ödemek zorunda kalıyor. Filistinli kadınlar ve çocuklar İsrail zulmünün en büyük mağdurları.
"BİZE DÜŞEN DAİMA HAKK'IN VE HAKLININ YANINDA YER ALMAKTIR"
Güçsüz ile güçlünün hikayesi.. Habil aslında Kabil'den daha güçlüydü. Sadece Kabil, Habil'den daha vicdansız ve fesattı. Bunlar kötü ama hepsi insana dair hasletlerdir. Gerçek bu. İyi ve kötü, hak ve batıl arasında seçim yapma iradesi mahlukatın en şereflisi yapan temel haktır. İnsanlık tarihindeki haksızlıkların gerisinde bu irade vardır. Bize düşen daima Hakk'ın ve haklının yanında yer almaktır. Gözümüzün önündeki bu hakikate ulaşmak kolay değil. Tek derleri pastadan pay almak isteyenler dünyamızı yakıp yıkarken geride kurbanlar bıraktılar. Filistinlilerin 70 yıldır maruz kaldığı saldırılar, Suriyelilerin, Iraklıların yaşadığı trajediler bundandır.
"BATI'YI İYİ BİLİRİM. İYİ TANIDIM, 16 YILLIK BAŞBAKANLIK VE CUMHURBAŞKANLIĞI YAŞAMIMDA"
Biz zulmedecekler diye bizdeki muhacirleri göndermedik. Onları kamplarımıza aldık. Bazı komşu ülkelerde mültecilere yapılan zulmü gördük. Bize gelip yardım istediler. Türkiye olarak biz hiçbir karşılık beklemeden bu kardeşlerimizle ekmeğimizi paylaştık. Çünkü biz ensar olmaya taliptik. Biz sevgililer sevgilisi Peygamberimizi ağırlayan ensarı biliyorduk. Yaptığımız çalışmalara destek olmak üzere 3 milyar Avro ve ardından bir 3 milyar Avro sözü verdi Batı. Şu ana kadar 1 milyar Avro verdiler. İşte Batı bu.. Batı'yı iyi bilirim. İyi tanıdım, 16 yıllık Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yaşamımda. BM'den 550 milyon Dolar geldi. Bunlar bu... Buna karşılık aynı kesimler Suriye'de yaptıkları birkaç saatlik operasyonda bilmem kaç yüz dolarlık bomba kullandıkları için böbürleniyorlar. Türkiye olarak kim ne yaparsa yapsın, elimizdeki gücü ve imkanları Filistinli, Suriyeli, Afrikalı kardeşlerimiz başta olmak üzere insanlığın yararı için kullanmayı sürdüreceğiz. Rabbimizin emrine ve ecdadımızın bıraktığı mirasa uygun şekilde nerede bir mazlum varsa yanında olmak için daha çok çalışacağız.
"BİZ O SİLAHLARI PKK'LILARIN ELİNDEN TOPLADIK"
Gönderdikleri silahları sorduğumuz zaman seri numaraların aldık diyorlar. Kimi aldatıyorsunuz, biz bunları Irak'ta gördük. Biz o silahların bir kısmını PKK'lıların elinden topladık. Biz bunları biliyoruz. İnsanları öldürmek için gösterdikleri gayretin onda birini insanları kurtarmak için harcasalar aslında dert olmayacak. Birey ve toplum olarak Filistin meselesi konusunda gösterdiğimiz duruş insanlığa karşı sorumluluklarımızı ne düzeyde yerine getirdiğimizin ölçüsüdür. One Minute derken herkesin hissiyatını dile getirdik. Ne zaman insanlığın tamamı zalimlere One Minute derse işte o zaman bu zulüm bitmiş demektir. Bir İsrail ziyaretim oldu, zaten bir kere gittim. Filistin tarafına geçerken bizi 45 dakika oyaladılar. Bırakıp dönmek de mümkün değil. Fakat Şaron ikili görüşmede çok enteresan bir şey anlattı: Hayatta en çok zevk aldığım şey Filistinlileri öldürürken tank üstündeki görevimdi. Ne oldu sonra? Kaç yıl... Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste... Bu iş böyle.. Onun için adil, dürüst olacaksın, zulmetmeyeceksin ve bizlere düşen İnşallah o güne kadar mücadeleyi sürdürmek ve Filistinli kardeşlerimizin sesini duyurmaktır.