Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Ankara 6. Olağan Kongresi'nde kritik mesajlar verdi. "Terör örgütlerini tepelemek bizim için vaka-ı adiyedendir. Yeter ki birileri ayağımıza bağ olmasın" diyen Erdoğan şöyle dedi:
Bu kutlu bayrağı dalgalandıracak rüzgârın eseceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Unutulmasın ki bu rüzgâr kimi zaman meltem olur eser, kimi zaman da fırtına olur yıkar geçer. Ankara işte bu rüzgârın başladığı, sona erdiği yer olarak istiklal ve istikbal mücadelemizin 1920'den beri merkezidir.
SÖZE DEĞİL İCRAATA BAKARIZ
Milletimizin devletine, yöneticilerine olan teveccühü çok açık. Bize dostluk gösterene yüreğimiz de kollarımız da açıktır. Bize husumet besleyenin, istiklalimizi ve istikbalimizi tehdit edenin ne kimliğine ne cesametine bakarız, Allah'ın yardımı, milletimizin cesareti, dostlarımızın duasıyla da ezer geçeriz, hiç şakası yok.
Son günlerde bize uzatılan hiçbir dostluk elini havda bırakmadığımızı sizler de görüyorsunuz. Meseleleri diyalogla ve aklı selimle çözmek isteyenlere karşı biz de müspet bir tavır sergiliyoruz. Konuşmak, müzakere etmek, belirli konularda anlaşmak elbette kıymetlidir. Fakat biz asıl neticeye bakarız. Asıl uygulamaya bakarız. Sahada ne olup bittiğine bakarız. Yani hem müzakere ederiz hem de sahadaki operasyonlarımızı sürdürürüz. Çünkü bizim hiçbir operasyonumuz, talebimiz meşruiyet sınırları dışında değildir. Dolayısıyla bu süreçte kendine çeki düzen vermesi, eksiklerini tamamlayıp yanlışlarını düzeltmesi gerekenler karşımızdakilerdir. Bu ilişkilerde karşılıklı bazı küçük jestler elbette mümkündür. Asıl hedeflerimizden, asıl iddialarımızdan verecek en küçük bir tavizimizse yoktur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hem müzakere ederiz hem operasyonlarımızı sürdürürüz
Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın. Biz dürüst davrandık. Türkiye olarak kimsenin hakkına girmedik ki geri adım atalım. İşte Afrin'de sabır, sabır, sabır... Ta Obama döneminde defalarca konuştuk. Ama hep aldatıldık. Orada kalkıp da kendini bilmez PYD, YPG bu teröristler kalkar bizim topraklarımıza eğer roket atarlarsa, oralarda bizim şehitlerimiz olursa biz kalkıp buna sabredemeyiz.
İşte yüze yakın şehidimiz oldu. Bıçak kemiğe dayandı ve verilen sözler yerine getirilmedi. Dolayısıyla ülkemizden belli beklentiler içine girenler önce bu yanlışları bir düzeltecekler ki bizden talepte bulunsunlar. İşte olmayınca biz bir gece ansınız oraya girdik.
BİZİM ORALARDA HEVESİMİZ YOK
Fırat Kalkanı Harekâtı'nda 2 bin kilometre karelik alanı kontrolümüz altına aldık. Şimdi orada o biz oturmuyoruz, o toprakların gerçek sahibi olanlar oturuyor. Bizim oralarda hevesimiz yok. Yeter ki sahipleri gelsin oraya otursun.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "2 bin kilometrekarelik alanı kontrolümüz altına aldık"
(Menbiç'e gidelim PKK'yı gömelim sloganları üzerine) Zaten şimdi PKK'sı da, DEAŞ'ı da, PYD'si de, hepsi gömülmeye başladı. Bunları açtıkları çukurlara gömeceğiz dedik. Gömüyoruz ve gömmeye de devam edeceğiz. Ya buraları bırakıp gidecekler yada silahları gömecekler, üzerine de betonu atacaklar.
Türkiye samimi olarak gündemindeki meseleleri suhuletle, müzakereyle, diplomasiyle çözmekten yanadır. Yeter ki bizim önümüzde böyle bir alan açılsın. Mesela terör örgütleri desteklenmekten vazgeçilsin. Amerika'ya, 'DEAŞ'a karşı beraber mücadele verelim. Biz sizinle stratejik ortağız. Ama unutmayın, siz terör örgütü PYD, YPG ile beraber hareket ederseniz tarih sizi bununla anacaktır' dedik.
LEBLEBİ ÇEKİRDEK KOLAYLIĞINDA
Onlara teslim edilen binlerce kamyon ve uçak dolusu silahlar, verilen eğitimler, sağlanan destekler inkâr edilmesin ve bu politikadan da derhal vazgeçilsin. Hamdolsun bizim terör örgütlerinin her çeşidiyle baş edecek gücümüz var. Yeter ki terör örgütlerinin yanında hiçbir müttefikimizin askeri ve personeli olmasın. Yeter ki ülkemizde işledikleri suçlar sebebiyle Avrupa'ya, Amerika'ya ve dünyanın diğer yerlerine giden teröristler korunmasın, kollanmasın.
Bin yıldır bu coğrafyada ne büyük tehditlerin üstesinden geldik. Arkasındaki destekler çekildiği zaman bu terör örgütlerini tepelemek bizim için adeta leblebi çekirdek kolaylığındadır. Vaka-ı adiyedendir. Yeter ki birileri ayağımıza bağ olmasın.
Bu süreçte savunma sanayi başta olmak üzere pek çok alandaki eksiklerimizi görme ve telafi etme imkânı bulduk. Hani kötü komşu ev sahibi yapar derler ya. Biz bunlardan silahlı İHA istiyorduk, 'Kongre izin vermedi.' Tabanca istiyoruz, 'Kongreden izin çıkmadı.' Artık SİHA'yı da silahsız İHA'yı da artık biz üretiyoruz. Bizim SİHA'larımız işte Afrin'de bunlara kan kusturuyor.
Kongremizin ardından MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile seçim ittifakları konusunda yapılan çalışmaları görüşmek üzere bir araya geleceğiz. Kendisine özellikle 15 Temmuz'dan bu yana izlediği vakur ve samimi siyaset için buradan bir kez şükranlarımı ifade ediyorum. 'Söz konusu vatansa gerisi teferruattır' anlayışı ile başlattığımız bu işbirliği hayırlara vesile olsun."
GAZİYİ ZİYARETİNİ ANLATTI
Erdoğan, önceki gün 15 Temmuz gazisi Sabri Gündüz'ü ziyaretini de anlattı: "Bu gazimiz 15 Temmuz Köprüsü'nde bu alçaklarla tarafından vurulmuş. 32 yaşında bir genç kardeşimiz, bir yavrusu var. Gerçekten çok daha cefakâr bir eşi var. 46 kez ameliyat olmuş. Şimdi salı günü ayağının dizden alta kesecekler. Düşündüm, düşündüm, dediler ki artık başka çaremiz yok. Şimdi 2 Sabri tanıdım ben. Birisi bu Sabri ayağı kesiliyor, diğeri de kendini tankın altına atan Sabri. Onu da çok ameliyat ettiler. Şimdi onu yurtdışına gönderdik, dil tahsili yapıyor. Şimdi de bu Sabri 'Reisim en sonunda kararımı verdim. Ne yapalım ayağımızı kestireceğiz' dedi. Şimdi böyle gençlerimiz olduktan sonra birileri kalkıyor diyor ki gençlik şöyle, böyle. Evvelallah bizim gençliğimiz işte böyle, dimdik ayakta.