Dünyada enerji tüketiminin hızla artması karşısında, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi artarken, Türkiye'nin enerji gündeminde de en ön sırada yerli enerji politikaları bulunacak. Küresel enerji tüketiminin 2040 yılına kadar yüzde 28 artacağı öngörülürken, Türkiye, bu artışa, 2018'de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın liderliğinde oluşturulan stratejisi ve hükümetin yerli enerji politikası ile cevap vermeye hazırlanıyor.
Yerli kaynakları destekleyen politikalarla, Türkiye, enerjide 2018'e damga vuracak. Türkiye'nin ilk derin deniz sondajı, temeli atılan Akkuyu Nükleer Güç Santralı, Rüzgâr Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihaleleri ve yerli kömür teşvikleri 2018'in öne çıkan gündem başlıkları olacak. Bugünden başlayarak Türkiye'nin yerli odaklı enerji politikalarını derinlemesine ortaya koyacağız. Bakan Albayrak yerli enerji kaynaklarının geliştirilmesi konusundaki iddialı hedefleri daha önce Meclis'de şu ifadelerle ortaya koymuştu: "2019 sonuna kadar yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretim santrallarının toplam kurulu gücünün 45 bin megavatın üzerine çıkarılmasını hedefliyoruz. Elektrik üretimi portföyünde rüzgâr enerjisinin önemli bir noktaya getirilmesi, güneş enerjisine dayalı kurulu gücün 2019 sonuna kadar 3 bin megavata çıkarılması ve jeotermal enerjiden elektrik üretimi açısından kurulu gücün 2019 sonunda 700 megavata çıkarılması hedeflenmektedir."
2040'DA FOSİL YAKITLARIN PAYI YÜZDE 77 SEVİYESİNDE OLACAK
Yeşil enerji, yeni teknolojiler ve enerji politikalarıyla yenilenebilir enerjinin dünyanın en hızlı büyüyen enerji kaynağı olması bekleniyor. Ancak kısa vadede kömür, petrol ve doğalgaz 2040'a kadar ana enerji kaynakları kimliğini koruyacak. Uluslararası vergi, denetim ve danışmanlık şirketi KPMG'nin Enerji Sektörel Bakış 2018 Raporu'na göre, 2040 yılında küresel enerji tüketiminin yüzde 77'sinin hâlâ fosil yakıtlardan sağlanması bekleniyor. 2018-2040 yılları arasında nükleer enerji tüketimi 1.5 kat artacak. Bu artışla birlikte dünyanın en hızlı büyüyen ikinci enerji kaynağı nükleer enerji olacak.
ENERJİ SANTRALLARINA 'YERLİ' ODAKLI DESTEK MEKANİZMASI
Enerjide dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik bir dizi adımlar atan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yerli kaynaklar üzerinden geliştirilen enerji santrallarının sabit işletme maliyetlerini düşürmeye yönelik destek kararı almıştı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Elektrik Piyasası Kapasite Yönetmeliği ile yeni kurulu güçlerin sisteme dahil olması halinde yerli kaynaklara öncelik veren bir kapasite mekanizması getirmişti. Böylece uzun vadeli arz yeterliliği ve sistem güvenliğinin temini sağlanacak. Destekleme sisteminde önceliğin yerli kaynaklardan enerji sağlayan santralların sabit işletme maliyetlerini karşılayabilmeleri için kurulu güç başına ödeme desteği verilecek. EPDK halen destek miktarlarını netleştirmek için çalışmalarına devam ediyor.
Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın ortaya koyduğu yeni strateji ile 2017'de 80 milyon tona yaklaşan yerli kömür üretiminin 2018'de 100 milyon tona ulaşması hedefleniyor.
17 MİLYAR TON REZERVİN OLDUĞU YERLİ KÖMÜRE TEŞVİK VERİLİYOR
Ülkemizin elektrik üretiminde kömürün yüzde 21'lik payı bulunuyor. Enerji Bakanlığı, 2023'e kadar tüm yerel linyit ve taşkömürü rezervlerini enerji üretimi amaçlı değerlendirmeye yönelik çalışmalarda bulunuyor ve özel sektöre teşvik olanaklarıyla destek olmayı planlıyor. Türkiye'de 17 milyar tonun üzerinde açığa çıkarılmayı bekleyen yerli kömür rezervinin teknoloji ve çevreci kriterlerle ekonomiye kazandırılması hedefleniyor.
ELEKTRİKTE KURULU GÜÇ 82 BİN MW'Yİ GERİDE BIRAKTI
Türkiye'de elektrik enerjisi kurulu gücü 2016'da 78 bin 599 MW iken, 31 Ekim 2017 itibarıyla 82 bin 312 MW'ye ulaştı. Türkiye'nin elektrik üretiminin en önemli kaynaklarından olan doğalgazın yüzde 99'u ithal ediliyor. Doğalgazda rezervin yüzde 43'ü Ortadoğu, yüzde 29'u Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde bulunuyor. Hidroelektrik santrallar ise üretiminin yüzde 34'ünü karşılıyor.
JEOTERMAL ENERJİDE EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKEYİZ
Yerli enerji kaynaklarından biri olan jeotermal enerjinin potansiyeli 31 bin 500 MW olarak değerlendiriliyor. 2016'da toplam kurulu güç içindeki payı yüzde 1 olan jeotermal enerji, 2017'nin ilk 10 aylık döneminde payını 1.2'ye yükseltti. Türkiye bu rakamla jeotermal enerjiden elektrik üretimi konusunda dünyada en hızlı büyüyen ülke durumuna geçti. Son yıllarda ön plana çıkan biyokütle enerjisi sektörün öncelikleri arasında. Türkiye'nin biyokütle atık potansiyeli 8.6 milyon ton petrole eşdeğer. 2016'da biyogaz, biyokütle, atık ısı ve pirolitik yağ enerjisi santrallarından 467 MW elektrik enerjisi üretilirken, 2017'nin ilk 10 ayında toplam kurulu gücü 554 MW'a ulaştı.
BOR MERKEZİ TÜRKİYE MAMÜL SATIŞINDA 2'NCİ
Yakın gelecekte, yakıt olarak hidrojenin yaygınlaşmasına paralel olarak sodyum borohidrürün enerji arenasında önemli bir noktaya gelmesi bekleniyor. Dünya bor rezervlerinin yüzde 72'si Türkiye'de bulunuyor. Türkiye, dünyanın geri kalanından fazla bor madenine sahip olmasına rağmen bor mamulü satışlarında ABD'den sonra ikinci sırada yer alıyor.
Türkiye 2016'da miktar bazında 1.78 milyon ton, değer bazında 711 milyon dolar bor satışı gerçekleştirdi. 2017 Temmuz sonu itibarıyla bor satışları 1.16 milyon ton ve değer bazında ise 423 milyon dolar olarak gerçekleşti.
TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİNDE CİDDİ POTANSİYEL BARINDIRIYOR
Yenilenebilir enerjinin en önemli kaynaklarından biri olan rüzgâr enerjisi hızla yükseliyor. Dünyada 2000 yılında 17.4 GW olarak gerçekleşen rüzgâr enerjisinden elektrik üretimi, 2015 yılında 432.0 GW oldu. 2030 yılında üretimin 1.749.8 GW'ye ulaşması bekleniyor. Türkiye'de de rüzgâr enerjisi yükseliyor. 2016'da rüzgar enerji santrallarının kurulu gücü 5 bin 738 MW iken, 2017 yılı ekim sonu itibarıyla 6 bin 353 MW'ye ulaştı. Ülkemizin 48 bin MW'lik rüzgâr enerjisi potansiyeli bulunuyor. Türkiye yüzölçümünün yüzde 1.3'üne denk gelen bu alan, rüzgâr enerjisinin verimli kullanılabilmesi için avantajlı bir coğrafyaya sahip olduğumuzu ifade ediyor.
ELEKTRİK ÜRETİMİNDEKİ KATKISI YÜZDE 2.5
Güneş enerjisi de çıkışta. Şebekeye bağlı güneş enerjisi üretiminin toplam tüketime katkısı yüzde 2.5'e ulaştı. Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası'na (GEPA) göre Türkiye 2 bin 737 saat yıllık toplam güneşlenme süresi ve 1527 kWh/ m2 yıllık ortalama güneş enerjisi miktarı ile bu enerjiden çok daha verimli yararlanabilecek konumda. Güneş panellerindeki maliyet düşüşü ve panel verimliliğinin artması güneş enerjisi yatırımlarına hız verdi. 2014'te sadece 40 MW olan güneş enerjisi elektrik üretimi, 2017 yılının ilk 10 ayının sonunda 2060 MW'ye ulaştı.
PETROL İTHALATI 2016'YI YAKALAYACAK
2016'da 40 milyon tonun üzerinde gerçekleşen toplam petrol ürünleri ithalatı, 2017 yılının ilk 9 ayında 32 milyon tonu aştı. Irak, Rusya ve İran, Türkiye'nin 2016 yılında olduğu gibi 2017'de de en fazla ithalat yaptığı ülkeler oldu.