Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 43. Muhtarlar Toplantısı'nda Ankara, Batman, Edirne, Giresun, Hatay, İzmir, Karabük, Karaman, Kütahya, Mardin, Ordu, Rize, Sivas, Şanlıurfa illerinden gelen muhtarlara hitap etti. Erdoğan, konuşmasında özetle şöyle dedi:
ÇADIR DEVLETİ DEĞİLİZ: Türkiye sıradan bir ülke değil. Hele hele bir çadır devleti hiç değil. Biz güçlü bir ülkeyiz. Zira bizim çok büyük hedeflerimiz var. Bu hedeflere doğru yürürken attığımız her adımda çok büyük mücadeleler veriyoruz.
SABRETTİK, DAYANDIK: İktidarımızın ilk yıllarında vesayet güçlerinin akıl ve izan dışı o kadar çok saldırısına, kumpasına, tazyikine maruz kaldık ki inanın tahammülü bile çok zordu. Ama sabrettik, dayandık ve Rabbim de bize yardımını gönderdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 43.Muhtar Toplantısında konuştu!
'KESİNLİKLE GİTME' DEDİM: Türkiye özellikle 2011 seçimlerinin ardından tarihinin en büyük yatırım, büyüme, ihracat, yurtdışı açılım hamlesine girmişken bir anda kendimizi yoğun bir saldırı dalgasının içinde bulduk. MİT Müsteşarı'nın ifadeye çağrılması, eğer MİT Müsteşarı ifadeyi verseydi ve tutuklansaydı, arkasından hedefin kim olduğunu gayet iyi biliyorum. Ama kendisine söyledim, 'Kesinlikle gitmeyeceksin', yardımcılarıyla ilgili, 'Yardımcılarını da göndermeyeceksin' dedim. 'Eğer sana polis gelir de seni almak isterse güvenlikçilerine talimat ver, polisi de içeri sokmayacaklar' dedim.
MİLLETİN EVLATLARINI VURUŞTURDULAR: FETÖ yargısı milletin evlatlarını vuruşturuyordu. Zira emniyette FETÖ'nün kendi temsilcileri vardı. Onlarla teslim almaya gitmek istiyordu. Müsteşarı teslim alacak, arkasından sıra, hedefleri büyük ya, oraya gelecekti.
YA TERK EDİP GİDECEKLER YA BİTİRECEĞİZ: Türkiye'nin verdiği mücadelenin adı bellidir: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet... 780 bin kilometrekarelik bu topraklar şehit kanlarıyla yoğrulmuştur. Bunu bölmeye çalışanlar karşısında hep birlikte bizi bulur. İşte şu anda bizim askerimiz, polisimiz, jandarmamız, korucularımız bütün bölgelerde her yerde var mı, var. Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de Kato'da, Kandil'de var mı, var ve oralarda da olacak. Nereden en ufak bir yanlışlık oluyor ve bir tehdit geliyorsa F-16 oluruz, helikopterlerimizle, tanklarımızla, toplarımızla inlerine kadar gireriz ve giriyoruz. O geçti artık yaptıkları şeyler. Bakın son bir iki yılı takip ediyorsunuz değil mi? Haftada 50-100 gidiyorlar, artık bunlar gidici, başka çıkışları yok. Ya bu ülkeyi tamamen terk edip gidecekler ya bu işi bitireceğiz. Tek terörist kalmayacak bu ülkede Allah'ın izniyle. Çünkü bizim milletimizin huzurunu kaçırmaya kimsenin hakkı yok.
ÇOK İYİ MORFİNLEME KABİLİYETLERİ VAR: Bazen anneler falan geliyor işte benim evladım suçsuz, günahsız. Kusura bakma suçsuz, günahsızsa zaten bırakıyoruz. Demek ki senin evladın da bir yerlere karışmış, ama sen farkında olmamışsın. Çünkü bu FETÖ'cülerin uyutma, bunların morfinleme kabiliyeti çok ileri, bunlarda takiyye var her numara var.
ONUN ARKASINDAKİ BÖLMEDE AMERİKA VAR: İşte bakın evvelsi akşam bir tuvaletin arkasında bir bölme yapmışlar, o bölmede özel görüşmelerini yapıyorlar. Her numara var bunlarda. Zaten bunların ağası da örgütün başı da nerede, Pensilvanya'da. Onun arkasında kim var? Arkasındaki bölmede de Amerika var.
BU FAKİR BU GÖREVDE OLDUĞU SÜRECE: Amerika bizden terörist istiyor, biz istedikleri teröristleri verdik. 12 tane terörist verdik 15 yıl içinde bunlara. Niye? Terörist diye verdik. Ama biz bu teröristi istiyoruz bize vermiyorlar. Bize sudan uydurma tabirler. Kusura bakma sen bunu vermiyorsan bizden bir teröristi istediğin zaman görevde olduğum sürece o teröristi alamazsın.
BÖYLE STRATEJİK ORTAKLIK OLMAZ: Böyle stratejik ortaklık olmaz. Bir taraftan stratejik ortağız diyeceksin öbür taraftan Suriye'nin kuzeyinde 4 bini aşkın TIR'la silahlandırma yapacaksın. Kime PYD'ye YPG'ye, bunlar PKK'nın yan kuruluşları terör örgütü. Biz sana bunları anlatıyoruz sen bizi dinlemiyorsun, onların başındakileri dinliyorsun. Ya seninle biz nasıl stratejik ortağız ya, böyle ortaklık olur mu?
BENİM KURMAY SUBAYIM DA AYRI BİR CAMBAZ: Hukuk devlet ilkesinden taviz vermeden FETÖ ihanet çetesinin tüm mensuplarını adaletin önüne çıkardık, çıkarıyoruz. FETÖ'cü alçaklar masumla suçluyu birbirine karıştırarak yürütülen operasyonların, yapılan yargılamaların itibarını sarsmak için akla hayale gelmeyecek yollara başvurdular. İşte benim kurmay subayım da, o da ayrı bir cambaz. Şu anda psikiyatrik vaka olduğuna dair raporlar uydurmuş, neler ya. Cezaevinden çıkabilmek için bu yollara başvuruyorlar. Tekrar bu noktada avukatlarımızı sürece müdahil oldular, böyle bir şey söz konusu değil, ama bunlar her şeyi yapar. Ama biz kuyumcu hassasiyetiyle bunları da birer birer ayrıştırarak masumların haklarını iade etmek suçluları hak ettikleri cezalara çarptırmak suretiyle bu mücadeleyi mutlaka başarıyla sonuçlandıracağız.
DAHA FAZLA TAHAMMÜL ETMEYİZ: Bizim bu hassasiyetlerimiz ortadayken birilerinin ısrarla burnumuzun dibinde bir terör koridoru inşa etmeye çalışması karşısında sabrımız giderek azalıyor. Bunca zaman beklemiş olmamızın sebebi bu meseleyi suhuletle, diplomasiyle, karşılıklı anlayışla çözme konusundaki ümidimizi koruyor olmamızdı. Ancak geldiğimiz noktada bu yolların giderek daha çok kapandığını, geriye tek bir çarenin kaldığını görüyoruz.
LEŞ KARGALARI, AKBABALAR DİDİKLEDİ, AYAKTA KALDIK: Bize verilen sözlerin tutulmamasına, gözümüzün içine bakıla bakıla yalan söylenmesine tahammül etmek zorunda değiliz. Fırat Kalkanı Harekatı ile attığımız adımı tüm sınırlarımız boyunca genişletecek güce, imkana ve iradeye sahibiz, hiç endişe etmeyin. Türkiye hiç kimsenin kendi ülkesindeki iktidar oyununa meze olacak bir devlet değildir. Türkiye, Amerika'nın bölgemizdeki tutarsız politikalarının makasına getirilebilecek bir ülke hiç değildir. Türkiye, AB'nin bölgemizdeki gelişmeler karşısında sergilediği kifayetsizliğin bedelini ödemek zorunda olan bir ülke de değildir. Biz 200 yıldır dört bir yandan üzerine üşüşen leş kargaları, akbabalar tarafından didiklendiği halde hala dimdik ayakta kalabilmiş bir ülkeyiz.